24 Şubat 2012 Cuma


 Balkan meselesi ve Balkan savaşlarına kadar Arupalı devletlerin Osmanlı ile genel coğrafi çıkar ilişkileri ;
Çöküş sürecinde 19yy ı değerlendirdiğiniz de Osmanlı dış siyasetinin denge politikaları izlediğini görürüz.Avusturya ve Rusya ile girişilen Kutsal ittifak savaşlarında böylesi bir ittifak arayışı duyulmaz ve Osmanlı tek başına mücadele edebilirken 19 yy Osmanlı için farklıdır.
1878’e kadar Rus tehdidine karşı İngilizlerle dayanışma 1878 den 1918 e kadarda İngiliz ve Rus tehdidine karşı Almanlarla dayanışma dönemi
Yaralı ve yaşlı Aslan artık en iyi parçayı kapma yarışında olan hatta en iyi parçayı kapmak için birbirleriyle mücadele eden sırtlanların sofrasındadır artık.Konunun uzmanları bu dönemi Osmanlının denge siyaseti izlediği yıllar olarak adlandırır.Aslında Osmanlıda bu emelleri iyi tanımladığı üzere zaman kazanabilmek adına bu devletleri çıkar kavgalarına sokacak hamleler yapmaktan geri kalmamıştır.
19.yy başından 1878 yılına kadar ki dönem Osmanlı dış politikasının ingiltereye dayandığı dönem olarak bilinir.Ancak İngilterenin bu ilişki de ki maksatları nedir.
Bunun en önemli sebebi en büyük sömürge Hindistandır.Fransadan ele geçirilen Hindistan İngiliz ekonomisinde büyük bir yer tutmakta Cebelitarık boğazı,Akdeniz ve Mısırdan geçip Hindistana ulaşan yol İngiliz ekonomisinin hayat damarı kimliği taşımaktaydı.Bu yüzden Osmanlı ve boğazlar üzerinde hak iddia ederek bu yolu kesecek olan Rusya İngilterenin hiç işine gelmiyordu.Hatırlayalım Kırım da İngiltere Osmanlının yanında Rusyaya karşı savaşa girmişti.Osmanlı devletinin bölgedeki varlığı İngilterenin imparatorluk yolu adı verilen ticaret yolunun garantisiydi.Napolyonun Osmanlının Mısır eyaletini işgal edip kuzeye yönelerek Suriye ve Anadolu topraklarını tehdit etmesi Osmanlı Fransızlara kalır korkusuyla Rusya ve bildik ticaret yolu güvenliği kaygısı sebebiyle İngiltereyi Osmanlıyla ittifak yapmak zorunda bıraktı.İngiliz ve Rus donanmaları Napolyonu Osmanlı topraklarından çıkarmak için Osmanlı saffında savaştılar.
Bu İngiliz politikası 93 harbine kadar devam eder.Savaş sonucu İngilizler yeni bir değerlendirme yapar : Osmanlının yıkılması kaçınılmazdır.Toprak bütünlüğünün korunması nafile bir çabadır.Bu devleti Rusya yıkıp mirası üzerine konup Akdenize ineceğine Osmanlıyı İngiltere yıkmalı yada uydu devletler kurmalıdır.
İki metod uygulamışlardır ;etnik azınlıkları bağımsızlık vaadiyle kışkırtmak ve jeopolitik önemi olan Osmanlı toprak parçalarına bizzat yerleşmek.İngiltere 1878 den Ermenilere bağımsız Ermeni Klikya Ermeni devleti vaadiyle kışkırtmalarda bulunmuş burada kurulacak İngiltere güdümündeki devletin Rusya ile Akdeniz arasında tampon olacacağını planlamıştır.1878 de baskıyla Kıbrısa yerleşmiştir.Kıbrıs İngiltereye hem doğu anadoluyu hem süveyşi hem egeyi hem doğu akdenizi kontrol edecek imkanlar veriyordu.Fransa da Napolyon sonrası dönemde İngiltere ile paralel politikalar izlemiştir Osmanlıya karşı.
Bu politika değişikliği Rusya ile beraber İngiltereyi de Osmanlı nazarında düşman yapıyordu.1888 le beraber birliğini sağlayarak global politikalar üretmeye başlayan Kayzer II.Willhelm Almanyası ile dayanışma bir noktada kaçınılmaz hale geliyordu.
Reich in Türklere olan ilgisinin karşılıksız aşktan olduğunu düşünmek hayalperestlik olur.Kayzerin amacı İngilterenin İmparatorluk yolu dediği sömürge kaynaklarının iletim yoluna Osmanlı toprakları vasıtasıyla hakim olmaktı diye özetlenebilir.Almanya ile girilen denge ilişkisi Osmanlıya biraz daha zaman tanımış denilebilir.
II.Meşrutiyet ve Balkan harbine geçen süreçte Batının genel politikaları bu şekilde özetlenebilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder