24 Şubat 2012 Cuma

I.Dünya Savaşı ; Tüm Savaşların Anası Bu savaşa günümüz itibariyle bütün savaşların anası demek yanlış bir tanımlama olmaz.II.dünya savaşı da soğuk savaşta bu gün dahi yaşanan bölgesel yada küresel çaplı hakimiyet mücadelerinin temelinde I.dünya savaşı ve savaşı hazırlayan sebepler yatar.
Sömürgecilik politikası uygulayan güçlerin 19.ve 20 yy başındaki durumlarını birbirleriyle karşılaştırırsak gerekli ipucunu yakalıyabiliriz.
Ülke yüzölçümleri ;
İngiltere 94000 Fransa 212,600 Belçika 11800 Hollanda 13200 ve Almanya (1914) 210000 kilometre karedir.
Ülke Nüfusları ;
İngiltere 45,500,000 Fransa 42,000,000 Belçika 8,300,000 Hollanda 8,500,000 ve Almanya (1914) 67,500,000 kişidir.
Sömürge Topraklarının Yüzölçümü ;
İngiltere 13,100,000 km2
Fransa 4,300.000 km2
Belçika 940,000 km2
Hollanda 790,000 km2
Almanya 1,100,000 km2 (1914 yılı)
Sömürge koloni nüfüsları;
İngiltere 470,000,000 kişi
Fransa 65,000,000 kişi
Belçika 13,000,000 kişi
Hollanda 66,000,000 kişi
Almanya 13,000,000 kişi (1914 yılı)

Afrikanın %90’ı,Polinezyanın %98 i ,Asyanın %56 sı,Avustralyanın %100 ü ,Amerikanın %27 si sömürgeci Avrupalı güçlerin elindedir.
Sömürge hammadde ve insan kaynaklarının dağılımında Almanyanın oldukça geride kaldığı görülür.
Fransız ihtilalinin yarattığı ulus devlet modeline o yıllarda en iyi örnekler Almanya ve İtalyadır.Ancak Alman-Fransız uyuşmazlığı savaşa yürüyen yolun temel taşıdır.Alman imparatorluğu Prusyanın öncülüğünde işgal edilen Fransız topraklarında vucut bulmuştu.Germen birliğinin mimarı Prusya Şansölyesi Prens Bismarck Fransanın mutlaka intikam savaşına girişeceğini tahminle Fransanın Avrupa arenasında yalnız bırakılması esasına dayalı bir usta denge politikası uyguluyordu.Fransanın Almanya ile tek başına savaşı göze alması mümkün olmadığına göre ve Avusturya da anlaşmalarla doğal müttefik olduğuna göre Fransanın ittifak yapabileceği iki devlet kalıyordu İngiltere ve Rusya.Bismarck İngiltere ile bir çatışma içine girmekten kaçınarak Fransa ile Rusyanın da ortak düşmana karşı anlaşma zemini bulmalarını engelleme tarzında politikalar izledi.Bismarck politikaları 1890 lı yılların sonuna kadar oldukça uygulanabilir ve yararlı sonuçlar verdi.Almanya bu dönemde sömürgecilikten doğan paylaşım sorunlarını yada çatışmaları Avrupa dışında tutup İngiltere ile çatışmaktan kaçınmış Uzmaşlıklara diplomatik çözümler arayarak bir Fransız-Rus yakınlaşmasının önüne geçmişti.
İngiltere ise bu dönemde Denizde rakipsiz bir güç olarak egemenlik tesis etmek ve Sömürge ticaret yollarını güven altında tutma maksatlı politikalar yürütüyordu.İngiltere mevcut düzenin ,yani dengenin korunmasını çıkarlarına uygun buluyordu yani hiçbir devletin bir kıtada tam egemen olmaması gerekiyor du ki Almanya 1870 den beri bu dengeye aykırı bir büyüme içindeydi.
İlk Alman İmparatoru I.Willhelm ölene kadar (1890) Şansölye Bismarck politikası devam etti.Ancak amcasının yerine Kayser olan II.Willhelm Bismarckı uzaklaştırır.Onun politikalarını korkakça olarak nitelemektedir Kayser.Almanyanın dünya gücü olma zamanıdır ona göre.Hamburgda inşa edilen dev tersaneler İngiliz deniz egemenliğini kırma maksatlı büyük Alman donanması hayallerinin ürünüdür.İkinci Dünya savaşında da bu tersaneler aynı maksatla üretim yapmışlardır.
Kayser II.Willhelm ile beraber açık rekabete dönüşen ilişkilerde Osmanlı devleti ile özellikle ilgilendiler.Osmanlı kullanılarak uzak İngiliz sömürgeleri tehdit altına alınabilirdi.Giderek durumun ve tehdidin farkında olan İngiltere bizzat Rus-Fransız yakınlaşmasını teşvik eder ,aralarındaki pürüzlerin kalkması için arabuluculuk rölü dahi üstlenir.İngiltere 93 savaşından sonra artık Osmanlının ayakta duramıyacağından hareketle genel politika değişikliğine gitmişti.Osmanlı parçalanacaksa bu İngiliz süngüsü ve kılcıyla olmalıydı.
II.Abdülhamidin uyguladığı denge siyaseti ülkeyi batılıların rekabet arenası haline dönüştürmüştü.Avrupada bunlar olurken Irk temelli Alman-Avusturya itifakı ve bunlara gevşek bağlarla bağlanmış bir üçlü blok oluşurken Osmanlının Balkan ve doğu topraklarında yayılma maksdındaki Rusya,çıkar kavgasındaki Fransa ve imparatorluk politikalarını tehdit altında hisseden İngiltere Üçlü İtilafı bloğunu oluşturdular.
Osmanlı ile yapılan pazarlıkların neredeyse en önemli maddesi kapütülasyonlardır.Güçlü zamanlarda yabancılara ihsan olarak verilen ayrıcalıklar son dönem Osmanlı için en büyük kambur ve babadan oğla geçen bir kıymet olmuştur.özellikle 1908-1913 arası ittihat Terakkinin içinde gelişen ekonomik bağımsızlık fikri yönünde bunların kaldırılmasıyla ilgili yoğun gayretler olmuştur.Bunun karşısındaki en büyük muhalif güç İngilteredir.Hemen hemen tüm Batılılar kendi araların daki anlaşmazlıkları bir yana bırakıp bu konuda yani ayrıcalıkların devamı konusun da hemfikir olabilmişlerdir.8 Eylül 1914 te bakanlar kurulu kararıyla tüm ayrıcalıklar ve kapütülasyonlar kaldırılır.9 Eylül 1914 te bu tüm yabancı elçiliklere tebliğ edilir.Türk ve Müslüman halkın üzerindeki tesiri inanılmaz olmuştur ve Liman von Sanders’in anılarına göre ‘’Türkiye Türklerindir’’ sloganı o günlerin en popüler sloganıdır.10 Eylül de İstanbulda bir bayram havası vardır düzenlenen mitingler bando konserleri sevinç nidaları birbirine karışmıştır.Geri dönüşü olmayan yola devam.. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder