26 Şubat 2012 Pazar

KAHRAMAN HAMİDİYE VE RAUF ORBAY
Unutulmuş tarihimizde kahraman bir gemi ve iade-i itibarı son yıllarda teslim edilmiş kahraman bir komutan dahi onun komutası altında sekiz ay cenk eden yiğitler, öyle bir destan ki geminin adı Hamidiye destanı kaleme alan Rauf Orbay ve yiğitleri.Bu gemi Türk ün en karanlık günlerinde 1913 te dünyayı ayağa kaldırmakla kalmadı ,tek başına düşman gemilerini, limanlarını vur kaç harekatlarıyla vurdu ,büyük kayıplar verdirdi ve muzafferolarak sağ salim vatana döndü.Mekanları cennet olsun.
Hamidiye ; Yapım yılı 1903 İngiltere Ağırlık 3600 ton Uzunluk 111.8 m Genişlik14.5 m. Max Sürat 22 knot (mil) Silahları değişik çaplarda 22 ad. Top namlusu 2 ad. Satıhtan satıhatorpido kovanı Personel toplam 300 kişi Yakıt kömür .

Bu gün dünya deniz harp akademileri Hamidiye ve harekatlarını akıncı gemi konseptinin ilk örneği olarak ders programlarında gösterir aynı konseptte savaşan alman kruvazörü Emden in aksine korsanlık yapmayarak uluslararası savaş kurallarına, kuralsız bir harp yapmasına rağmen uyması hem Türkün adınıyüceltirken Rauf beyin adını da uluslararası anlamda ölümsüzleştirir.Eski teba yunanın Averoff kruvazörü egeyi haraca keserken ,balkan harbinde izzet-i nefsi zedelenmiş onuru kırılmış bir millete 14 Ocak1 913 te Çanakkale boğazından çıkıp harekatına başlayarak övünç kaynağı olmakla kalmadı inançlı azimli bir avuç Türk' ün nelere kadir olduğunuda ispat etti.

Bitti denen pençeleri sökülmüş yaralı aslan Ali Osmanın denizlerdeki narası Hamidiye 14 Ocak 1913 te İstanbuldan hareketle Mecidiye kruvazörü ve Yarhisar muhribiyle beraber Çanakkale boğazından düşman tahakkümü altındaki Egeye çıktı.Mecidiye ve Yarhisarın çanakkaleye dönüşünü mütekaip Hamidiye boğaza dönmeyerek Semadirek adasını dolaşıp Simni batısından güneye inerek Şira (Syros) adası limanını bastı.Cehennemi bir ateşle limanı ve limandaki Makedonya isimli yunan kruvazörünü topa tuttu.Limandaki depolar tahrip edildikten sonra genel güney rotasında ilerleyip tüm düşman gemilerini atlatıp Giritin güneyinden geçerek beyruta varırlar.Demir atmalarını mütakip ufuktan dörtbacalı bir duman abidesi görülür ,Rauf bey bunun ünlü Yunan kruvazörü Averoff olduğunu düşünerek demir dahi almadan zinciri kestirerek kalkar , kaderin oyunubelki aslında gelen Averoff değil ileride Türk sancağı çekecek Alman gemisi Breslau (Midilli) dur.

Hamidiye 19 Ocakta Port Said’e ,20 Ocakta Süveyş’e (Mısır )geldi.Rauf Bey buradaki gazetelerden 15 Ocakta Türk donanmasının boğazdan çıkmayı denediğini ancak Averoff gemisinin ağır ateş gücü sebebiyle bunu yapamayıp boğaza döndüğünü öğrenir.Başkentle irtibat için Kızıldenizin güneyine Cidde limanına iner buradan İstanbulla telsiz muhaberesi kurar.

6 Şubatta Port Said’e gelen Hamidiye korkunç bir fırtınaya rağmen harekatına devam eder 14 Şubatta Maltaya gelir.Tarafsız limanda 24 saat kalabilecekken Rauf Beyin usta diplomatik manevralarıyla üç gün limanda kalır ve 450 ton kömür temin eder.Oradan Hayfaya Hayfadan Beyruta Beyruttan Antalyaya düşmanın burnunun dibinden pervasızca intikal eder.

Hamidiye gittiği her Osmanlı limanında çoşkulu bir tezahüratla karşılanır.Beyrutta iken 50 ton cephane ve 10.000 altını Arnavutluktaki birliklere ulaştırmakta Hamidiyeye düşmüştür.

12 Mart 1913 günü İtalya yarımadasının güneyinde Larosisimli bir Yunan gemisini batırdıktan sonra Şinkin limanına yöneldiler vetaaruz ederek girdikleri limanda altı gemiyi batırıp birinide ağır yaralayarak savaş dışı bıraktılar.Düşman bu yalnız kurdu imha için üç kruvazörünü seferber etmişti.

Kalan kömürleriyle kötü havaya rağmen gene düşmanı atlatarak İskenderiye (Mısır) limanına vardılar.Burada Müslüman halkın çoşkun tezahüratıyla karşılandılar.Şinkin baskını tüm dünyada yankı uyandırmıştı.

Hamidiye artık efsaneydi,görünmez, yakalanamaz,batırılamaz.Oysaki gerçek durum farklıydı gemi, personelin insanüstü gayreti savaşçılığı ve vatan sevgisiyle yürüyordu.10000deniz mili yol yapan geminin ayrıntılı makine bakımlarına girmesi gerekiyordu.Yakıt olarak kullanılan kömürü ikmal edebilmekte ayrı bir konuydu.En son kızıldenizi aşıp Kamerun limanından kömür ikmali yaptıktan sonra ciddi bakım görme gerekliliği yalnız kurt Hamidiyeyi 7 ay 24 gün sonra İstanbula dönmeye zorladı.

7 Eylül 1913 günü Hamidiye Yeşilköy önlerinde gözüktüğü vakit tüm İstanbul halkı bu ümitsiz günlerde onlara eski kahramanlıkhikayelerini hatırlatan bu kahramanları bekliyordu.Tüm İstanbul o gün Hamidiyeyi selamladı , belki de Hamidiye gelecek daha kötü günlerde Türkün daha da kızgın ateşlerle imtihan edildiği günlerde ümide ve elde avuçta hiçbir şey yokken dahi onur adına varolmak adına direnmeye kilometre taşı olacaktı....... 
Unutulmuş tarihimizde kahraman bir gemi ve iade-i itibarı son yıllarda teslim edilmiş kahraman bir komutan dahi onun komutası altında sekiz ay cenk eden yiğitler, öyle bir destan ki geminin adı Hamidiye destanı kaleme alan Rauf Orbay ve yiğitleri.Bu gemi Türk ün en karanlık günlerinde 1913 te dünyayı ayağa kaldırmakla kalmadı ,tek başına düşman gemilerini, limanlarını vur kaç harekatlarıyla vurdu ,büyük kayıplar verdirdi ve muzafferolarak sağ salim vatana döndü.Mekanları cennet olsun.
Hamidiye ; Yapım yılı 1903 İngiltere Ağırlık 3600 ton Uzunluk 111.8 m Genişlik14.5 m. Max Sürat 22 knot (mil) Silahları değişik çaplarda 22 ad. Top namlusu 2 ad. Satıhtan satıhatorpido kovanı Personel toplam 300 kişi Yakıt kömür .

Bu gün dünya deniz harp akademileri Hamidiye ve harekatlarını akıncı gemi konseptinin ilk örneği olarak ders programlarında gösterir aynı konseptte savaşan alman kruvazörü Emden in aksine korsanlık yapmayarak uluslararası savaş kurallarına, kuralsız bir harp yapmasına rağmen uyması hem Türkün adınıyüceltirken Rauf beyin adını da uluslararası anlamda ölümsüzleştirir.Eski teba yunanın Averoff kruvazörü egeyi haraca keserken ,balkan harbinde izzet-i nefsi zedelenmiş onuru kırılmış bir millete 14 Ocak1 913 te Çanakkale boğazından çıkıp harekatına başlayarak övünç kaynağı olmakla kalmadı inançlı azimli bir avuç Türk' ün nelere kadir olduğunuda ispat etti.

Bitti denen pençeleri sökülmüş yaralı aslan Ali Osmanın denizlerdeki narası Hamidiye 14 Ocak 1913 te İstanbuldan hareketle Mecidiye kruvazörü ve Yarhisar muhribiyle beraber Çanakkale boğazından düşman tahakkümü altındaki Egeye çıktı.Mecidiye ve Yarhisarın çanakkaleye dönüşünü mütekaip Hamidiye boğaza dönmeyerek Semadirek adasını dolaşıp Simni batısından güneye inerek Şira (Syros) adası limanını bastı.Cehennemi bir ateşle limanı ve limandaki Makedonya isimli yunan kruvazörünü topa tuttu.Limandaki depolar tahrip edildikten sonra genel güney rotasında ilerleyip tüm düşman gemilerini atlatıp Giritin güneyinden geçerek beyruta varırlar.Demir atmalarını mütakip ufuktan dörtbacalı bir duman abidesi görülür ,Rauf bey bunun ünlü Yunan kruvazörü Averoff olduğunu düşünerek demir dahi almadan zinciri kestirerek kalkar , kaderin oyunubelki aslında gelen Averoff değil ileride Türk sancağı çekecek Alman gemisi Breslau (Midilli) dur.

Hamidiye 19 Ocakta Port Said’e ,20 Ocakta Süveyş’e (Mısır )geldi.Rauf Bey buradaki gazetelerden 15 Ocakta Türk donanmasının boğazdan çıkmayı denediğini ancak Averoff gemisinin ağır ateş gücü sebebiyle bunu yapamayıp boğaza döndüğünü öğrenir.Başkentle irtibat için Kızıldenizin güneyine Cidde limanına iner buradan İstanbulla telsiz muhaberesi kurar.

6 Şubatta Port Said’e gelen Hamidiye korkunç bir fırtınaya rağmen harekatına devam eder 14 Şubatta Maltaya gelir.Tarafsız limanda 24 saat kalabilecekken Rauf Beyin usta diplomatik manevralarıyla üç gün limanda kalır ve 450 ton kömür temin eder.Oradan Hayfaya Hayfadan Beyruta Beyruttan Antalyaya düşmanın burnunun dibinden pervasızca intikal eder.

Hamidiye gittiği her Osmanlı limanında çoşkulu bir tezahüratla karşılanır.Beyrutta iken 50 ton cephane ve 10.000 altını Arnavutluktaki birliklere ulaştırmakta Hamidiyeye düşmüştür.

12 Mart 1913 günü İtalya yarımadasının güneyinde Larosisimli bir Yunan gemisini batırdıktan sonra Şinkin limanına yöneldiler vetaaruz ederek girdikleri limanda altı gemiyi batırıp birinide ağır yaralayarak savaş dışı bıraktılar.Düşman bu yalnız kurdu imha için üç kruvazörünü seferber etmişti.

Kalan kömürleriyle kötü havaya rağmen gene düşmanı atlatarak İskenderiye (Mısır) limanına vardılar.Burada Müslüman halkın çoşkun tezahüratıyla karşılandılar.Şinkin baskını tüm dünyada yankı uyandırmıştı.

Hamidiye artık efsaneydi,görünmez, yakalanamaz,batırılamaz.Oysaki gerçek durum farklıydı gemi, personelin insanüstü gayreti savaşçılığı ve vatan sevgisiyle yürüyordu.10000deniz mili yol yapan geminin ayrıntılı makine bakımlarına girmesi gerekiyordu.Yakıt olarak kullanılan kömürü ikmal edebilmekte ayrı bir konuydu.En son kızıldenizi aşıp Kamerun limanından kömür ikmali yaptıktan sonra ciddi bakım görme gerekliliği yalnız kurt Hamidiyeyi 7 ay 24 gün sonra İstanbula dönmeye zorladı.

7 Eylül 1913 günü Hamidiye Yeşilköy önlerinde gözüktüğü vakit tüm İstanbul halkı bu ümitsiz günlerde onlara eski kahramanlıkhikayelerini hatırlatan bu kahramanları bekliyordu.Tüm İstanbul o gün Hamidiyeyi selamladı , belki de Hamidiye gelecek daha kötü günlerde Türkün daha da kızgın ateşlerle imtihan edildiği günlerde ümide ve elde avuçta hiçbir şey yokken dahi onur adına varolmak adına direnmeye kilometre taşı olacaktı....... 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder