4 Mart 2012 Pazar

Yıldırım Bayezid Hakkında

Babası I.Murad'ın Anadolu ve Rumeli'de coğrafi sınırlar olarak büyüttüğü ve vasallık bağlarıyla sağlamlaştırdığı devleti, merkezi bir imparatorluk haline dönüştürmek isteyen dördüncü Osmanlı Hakanıdır. Savaş meydanında tahta çıkan ve yine bir savaş neticesi tahttan inen ilk Osmanlı sultanıdır.
Tarihi kaynaklarda I.Murad'ın üç oğlunun ismi geçer.Şehzade Bayezid,Yakub Çelebi ve Savcı Bey.Kimi kaynaklarda ise İbrahim adında bir oğlu daha olduğu ve şehzade İbrahim'in Bursa da vali olduğu, babasının ölümü üzerine hükümdarlığını ilan ettiği ,Yıldırım tarafından idam ettirildiği yazar.
Kardeşlerin en küçüğü Savcı Bey babasına isyana kalkışmış ve bu başarısız isyanın sonucunda önce gözlerine mil çekilmiş sonra da idam edilmiştir.Yakub Çelebi ise I.Kosova meydan savaşından sonra bizzat Yıldırım tarafından boğdurulmuştur.
Şehzade Bayezid yerli yada yabancı kaynaklarda isminden ziyade lakabı ''Yıldırım'' adıyla anılır.Savaşlardaki cesaret ve atılganlığı meşhur olan şehzadeye bu lakabın ne zaman verildiği hakkında pek çok farklı rivayet vardır.
I.Murad Balkan hıristiyanlarının topladığı orduyu 15 Haziran 1389 da Kosova ağır bir mağlubiyete uğratırken muzaffer Osmanlı ordusunun merkez hattını bizzat sultan Murad ,sol kanadı oğlu Yakub Çelebi ve Sağ kanadı da Şehzade Bayezid idare ediyordu.Muzaffer Sultan çoşkun tezahüratlarla harp meydanını dolaşırken yanına sokulmayı başarabilen Miloş OBİLİÇ adındaki sırbın kimi kaynaklara göre hançer kimilerine göre ise kargı darbesiyle ağır yaralanır.Padişah ölüm döşeğinde yoldaşlarına seferlerde cesaretini ispat eden Bayezid'in veliahtı olduğunu vasiyet eder.Kardeşi ile beraber kaçan düşman kılıç artıklarını takip ve temizlemekle meşgul Bayezid otağa geri çağrılır ve karar kendisine bildirilir.Hükümdar olarak ilk faaliyeti hayattaki tek kalan erkek kardeşi Yakub Çelebinin idamıdır.İdam kararını bizzat Yıldırım'ın mı yoksa devlet ricalinin mi verdiği çeşitli kaynaklara göre tartışma konusudur.
Murad Hüdavendigar'ın ölüm haberi Anadoluya ulaştığında Osmanlıya bağlı beylikler durumdan istifade için harekete geçerler.Rumelideki durumu stabil hale getiren Yıldırım süratle Anadoluya geçer ve 1389 dan 1390 kadar bir yıllık süre içersinde iki ayrı sefer ile Batı Anadoluda ki Aydın, Menteşe,Saruhan,Hamid,Germiyan ve Teke beylikleri ile Bizansa bağlı Alaşehir'i Osmanlı topraklarına katar.Batı Anadoluda hakimiyet tesis edildikten sonra Yıldırım Karamanoğlu Alaeddin Ali Bey'in üzerine yürür.Çarşamba suyu iki devlet arasında sınır olur ,Beyşehir Osmanlılara bırakılır.Yıldırım'ın sonraki hedefi İsfendiyar bey idaresindeki Sinop olur,Kastamonu ele geçirilir.Yıldırım'ın Kadı Burhaneddin'in egemenliğindeki Osmancık'ı alması ve Anadolu da kesin hakimiyet arayışı iki hükümdar arasındaki düşmanlığı körükledi.Kolay kolay pes etme niyetinde olmayan Kadı Burhaneddin'e bağlı kuvvetlerle Yıldırım'ın oğlu Ertuğrul Komutasındaki Osmanlı kuvvetleri 1392 yılında Çorum yakınlarında Kırkdilim kalesi önlerinde Üç gün süren kanlı bir savaşa tutuştular.Osmanlı kuvvetleri mağlubiyete uğradı ,şehzade Ertuğrul da savaş meydanında can verdi.
Anadoluda ki hakimiyet savaşına ara vermiyen Yıldırım,Karaman hükümdarı Alaeddin Ali Beyin Ankarayı istila etmesi üzerine Akçay da yapılan savaşta Karaman ordusunu mağlub eder(1397)Yakalanan Alaeddin Ali Bey idam edilir.Toroslar güneyindeki bir kaç şehir dışında tüm Karamanoğlu toprakları Osmanlı hakimiyetine girer.Bu arada Yıldırım'ın diğer büyük rakibi Kadı Burhaneddin Bey Akkoyunlu reisi Kara Yülük Osman ile yaptığı savaşta ölür.Bu sayede Yıldırım Orta Anadoluya rahatça hakim olur.
Tam da bu günlerde Memlük Sultanı Berkuk ölmüş yerine geçen oğlu Ferec ise iç karışıklıklara hakim olamamıştır.Durumdan istifade etmek isteyen Yıldırım gözünü güneydeki Dülkadir ve Memlük topraklarına diker.Kısa sürede Elbistan,Malatya,Behisni,Hısnı,Mansur,Divriği,Kaht a ve civarı Osmanlıya boyun eğer.Bu dönemde başlayan Osmanlı-Memlük rekabeti 100 yıldan fazla sürecek ve bu rekabet Timur'un Anadolu seferine davetiye çıkartacaktır.
Yıldırım Anadolu hakimiyeti için mücadele ederken Rumeli deki faaliyetlerden de hız kesmemiştir.I.Kosova savaşından sonra hükümdar olunca Sırp Kralı Lazar'ın oğlu Stefan Lazareviç ile görüşür ve Stefanın kızkardeşi Olivera ile evlenir.Kral Lazereviç öldüğü güne kadar Yıldırım'a sadık kalmıştır.bu dönemde Türk Akıncıları Balkanlarda fırtına gibi esmektedir.Yıldırım Anadoluya dönerken gazi Evrenos beyi Vodena ve Vulçitrin'i ele geçirmeye memur eder.Evrenos Gazi 1390 yılından itibaren altı yıl Arnavutluk içine akınlar düzenler.Paşa Yiğit Bey 1391 de Üsküp'ü fetheder,Firuz Bey Eflak'a girer.Bu yıllarda Macaristan'a ait olan Belgrad önlerinde ilk kez Türk sancakları görülür.Ancak Osmanlının Anadoludaki duruma beka sebebiyle daha önem vermesi Rumelide ciddi saldırılara uğramasına da sebebiyet vermiştir.
Eflak prensi Mircea kuzey Dobruca ve Silistreyi ele geçirir.Venedik Mora yarımadası ve Arnavutlukta yayılmaya çalışırken Macarlarda Eflak Tuna ve balkanlarda baskılarını arttırırlar.Bu durum Yıldırım'ın Avrupa üzerinde yoğunlaşmasını gerekli kılar.Tuna üzerinden yürüyen Macar ordusunun Bulgarlarla birleşme ihtimali üzerine Bulgaristanı artık bir Türk vilayeti yapmak üzere büyük oğlu Süleyman Çelebi komutasındaki orduyu Tırnova'ya gönderir.17 Haziran 1393 Bulgar kralı Tırnova'yı teslim eder ve tahtından indirilir.Vidin de bulunan Bulgar veliaht prensi Stratsimir Macar kralı Sigismund'un yardımını ister.Yıldırım'da karşı bir hamle ile Sigismund'a karşı taht mücadelesine girişmiş olan Ladislas'a açık destek verir.Yıldırım vasalı olan tüm Balkan prenslerini ve Bizansın temsilcilerini 1394 de Serez'de toplar.Mora Despotu Theodoros'tan Venediklilere karşı Mora'da ki bazı şehirlerin kendisine teslimini ister ancak ne Bizans imparatoru Manuel nede Mora despotu bu isteğe yanaşmaz.Bunun üzerine Yıldırım Yunanistan'a girer.1387 de fethedilen ancak daha sonra kaybedilen Selanik'i 1394 de tekrar Osmanlı topraklarına katar.Güneye doğru hızla ilerler ve Tırhala ,Solona ve İzdin şehirlerini alır.1395 de kuvvetli bir hücümla Macar topraklarını vurur.Ardından eflak prensi Mircea'yı cezalandırmak için Eflak topraklarına girer.17 mayıs 1395 de Argeş nehri kıyısında yapılan savaşta Mircea yenilir ,Yıldırım tahtı vasalı Vlad'a verir.Daha sonrada Niğboluya girer ve eski Bulgar kralı Şişman'ı idam ettirir.
Yıldırım'ın başta İstanbul kuşatması olmak üzere Avrupaya karşı izlediği cüretkar siyaset tüm Avrupada rahatsızlık uyandırıyordu.İmparator Manuel'in Hristiyan aleminden yardım çağrısı süreğen bir hal almıştı.Osmanlı önce batı Anadoluya yerleşmiş sonra da Balkanlarda hakimiyetini tesis etmişti.Güçlü Osmanlı Venedik'in gelişmesinin temeli olan ticareti adalar denizinde tehdit ediyordu.Aynı şekilde ticaret yolları tehlikeye giren diğer şehir devletleride bu ortak kaygıları paylaşmaktaydı.Macar Kralı Sigismund'da Tuna'ya dayanmış Osmanlıya karşı haçlı seferi fikrine dört elle sarıldı.Bizans imparatoru ve papalığın gayretleriyle Avrupa Hıristiyanlık ortak paydasıyla, ''Türkleri geldikleri yere geri göndermek''parolasıyla birleşiyordu.1396 da büyük Haçlı ordusu iki koldan Osmanlı hükümranlık alanları üzerine yürüdü.Macar kralı Sigismund Sırbistan üzerinden hareketle Tunayı geçer ve Vidin,Orsava dahi Rahova kaleleri düşer.Haçlı ordusu Niğbolu önlerindedir artık.Bu arada istanbul kuşatması ile meşgul olan Yıldırım durumun vehameti üzerine dönemin şartlarına göre imkansız bir sürede ve hazırlık durumunda kuvvetlerini Edirne de toplayıp Niğbolu üzerine yürüdü.iki ordunun öncü unsurlarının kısa mücadelelerinden sonra 25 Eylül 1396 da iki ordu Niğbolu kalesi önlerinde ana unsurlarıyla savaşa tutuştu.Sonuç kesin Türk zaferi.
Muzaffer Hakanın İslam alemindeki ve Anadoluda ki itibarı son derece artar ismi yücelir.Bu zaferle gelen özgüveni Yıldırım'ı Asya Cihangir'i Timur'un karşısına çıkartacaktır.
Yıldırım'ın 1391 de başlayan İstanbul kuşatması surları yıkacak güç ve çapta topların olmayışı ve Osmanlı donanmasının henüz zayıf olmasından dolayı şehrin denizden yardım almasının önlenememesi gibi sebeplerle başarısız oldu.İstanbul Fatihini bir 62 yıl daha bekleyecekti.
İmparator Manuel umudunu Avrupa Hıristiyanlarından gelecek yardıma bağlamışken Yıldırım'da bu günkü Silivri'yi alarak burayı eski imparator VII.İoannes'in idaresine verdi ve bu durumu Manuelin otoritesini kırmaya yönelik kullanmaya çalıştı.Hatta 1393 te şehir halkı ile müzakere eden Çandarlı Ali Paşa VII.İoannes'i hükümdar olarak kabul ederlerse kuşatmanın kaldırılacağı sözünü Hakan adına vermişti.1396 da Şile'nin fethi ile Asyadaki Bizans varlığı sona erdi.Sultan 1398 de Anadolu tarafında Anadoluhisarı ve Göksu kaleleri ile Avrupa yakasına Büyük ve Küçük Çekmece kalelerini yaptırarak Bizans deniz ticaretini egemenlik altına almaya çalıştı.Bu günlerde Fransız Mareşal Boucicaut komutasında Fransız,Ceneviz ve venedik gemilerinden oluşan bir filo Konstantiniyenin yardımına geliyordu.Fransız mareşalin girişimleriyle imparator Manuel rakibi VII.Ioannes ile barışır ve tahtı ona bırakarak ortak düşmana karşı daha fazla güç toplamak üzere Avrupaya yelken açar.Şehir zor durumdadır ve Osmanlı sancaklarının surlarda dalgalanması an meselesidir.Ancak tarihin bir tesadüfü Osmanlı tarihinin en büyük kasırgası doğudan Anadoluya girmektedir ; Timur.
Timur fırtınasının Anadoluya yürüyüşü İstanbulun fethini engeller.
Osmanlı ordusu Timurla 1402 Ankara savaşına giriştiği vakit osmanlı kuvvetleri 60-70 bin Timur ordusu 160 bin mevcuda sahiptir. Timur ordusunun temeli hafif ve süratli süvaridir ayrıca Anadolu ağır zırhlı sayılabilecek 30 tane filide ilk kez Ankara savaşında görür.Osmanlı ordusunun ise ana unsuru piyadedir.Osmanlı şiddetli piyade saldırısı Timur'un filleri ve süratli süvarisi önünde eriyip gitmiştir.Ancak asıl bozgun Kara Tatarların ve Anadolu beylikleri askerlerinin saf değiştirip Timur'a katılmasıyla gerçekleşir.Şehzadelerde kumanda ettikleri kanatlarla meydandan geri çekilirken Hakan çekilmeyi reddeder,yanındaki sadık üç bin çerisiyle harbe devam eder ve bilindiği gibi esir düşer.
Anadolu Timur'un işgaline uğrar.Bursa dahil işgal hareketi batıya yayılır.Bir süre Anadoluda kalan Timur beylikler dönemini canlandırmaya çalışır, 1344 de Hristiyanların eline geçmiş aşağı İzmir'i geri alıp Aydınoğullarına verir ve kendisininde gazi olduğu propagandasını yapar.Esiri Yıldırım'ı başta çok iyi karşılar ve ağırlar.Oğlu çelebi Mehmed'in başarısız babasını kaçırma girişimleri olunca Bayezid hanı metal bir kafese kapatır.Osmanlının 4. Hükümdarı Bayezid Han esaretinden kısa bir müddet sonra Akşehir'de ölür.Kimi tarihçilere göre intihar ettiği vakadır.
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder