10 Mart 2012 Cumartesi

II.Osman Osmanlı tahtına oturmazdan önce saltanatın babadan oğula geçmesi örfü değişmiştir.III.Mehmed tahta çıktığında saraydan şezadelerin katli yasası gereği 19 cenaze çıkar.Bu hazin olay halk ve asker üzerinde derin bir etki yapar. III.Mehmed'in Oğlu I.Ahmed tahta çıktığında 15 yaşındadır ve henüz oğlu yoktur.Kardeşi Mustafa katledilmek istenilsede devlet ricali ve halkın olumsuz tepkisi üzerine öldürülmedi.I.Ahmed 1617 yılında vefat ettiğinde saltanat örfü gereği tahta 14 yaşında ki oğlu Osman değil kardeşi Mustafa devlet ricali tarafından getirilir.Babadan oğula geçen saltanat düzeni artık ailenin en büyüğünün başa geçmesi şeklinde (ekberiyet sistemi) değişir.
Padişah I.Mustafa Osmanlı saltanat tarihinde ağır psikolojik rahatsızlığı belgeli tek padişahtır.Akli dengesi yerinde olmadığı üzre devlet işlerini valide sultan idare eder.Devlet ricalinden Mustafa Ağa padişahın düştüğü gülünç durumları halka yayarak taht değişikliği için zemin hazırlar.
I.Mustafanın saltanatının 97.gününde ,sadrazamın İran seferi yüzünden İstanbul dışında olduğu zaman uygun durumun oluştuğunu gören Mustafa Ağa harekete geçer.Şeyhülislam ve sadaret kaymakamını ikna eden Mustafa Ağa,Divan-ı Hümayun toplantısından önce Mustafayı kilit altına alarak şehzade Osman'ı tahta çıkartır.Maaş (ulufe) için toplanan askerleride Mustafa taraftarlarına asker Mustafa'yı tahttan indirmek için toplandı diye lanse eder.
II.Osman tahta çıktıktan sonra Darüssaade Ağası Mustafa Ağanın etkisi altında olsada atılgan bir kişiliğe sahiptir.Kendisi yerine amcasını tahta geçiren devlet ricalini hemen azleder.Devam eden İran savaşları 1619 da Osman tahta çıktıktan sonra anlaşma ile bitirilir.Ancak Karadeniz kıyıları ve lehistan sınırındaki Osmanlı toprakları Kazak yağmalarına uğramaktadır.Kazaklar yağma ve talandan sonra lehistan (polonya) topraklarına geri dönmekte vur kaçlarla halka korku saçmaktadırlar.Bu sırada İstanbul tarafından görevinden alınan Boğdan Voyvodası Gaspar'ın isyan ederek Lehistana sığınması durumu iyice gerer.Özi Beylerbeyi İskender Paşa asi Voyvodayı bulmak ve cezalandırmak için harekete geçtiğinde Osmanlı kuvvetleri karşısında Boğdan Voyvodası ile beraber Leh askerlerini de bulur.
1620 yılında Yaş civarında yapılan savaşın galibi Osmanlı Ordusudur.Leh ordusunun barış talebi kabul görecekken Kırım Tatarlarının karşı görüşü sebebiyle harekata devam edilir kalan Leh ordusu unsurları Dinyester ırmağı kıyılarında yok edilir.
Bu zafer II.Osman'ın kişiliğinde derin bir değişikliğe sebebiyet verir.Ecdadı gibi cihangir fatih olmak hayalidir artık.Devlet büyüklerinin ısrarına rağmen barışın adınından bile bahsetmez,görüşme için gelen lehistan elçisi İstanbul'a sokulmaz.
Lehistan seferi öncesi kendisinden ay farkıyla küçük kardeşi Şehzade Mehmed'i boğdurtur.Ancak bu idam için devrin Şeyhülislam'ı Esad Efendiden fetva almak yerine Şeyhülislamlık hevesinde ki Rumeli Kadıaskeri Kemaleddin Efendiden fetva alır.
1621 yılı Nisanında yola çıkan Osmanlı ordusu Hotin kalesi önlerine gelir.Yolda bazı Yeniçeri grupları firar etmiştir.Firar edenlerin bahşiş verilecek bahanesiyle yoklama yapılarak tespiti Yeniçeriler arasında huzursuzluğa sebebebiyet verir.
Polonya ordusu Hotin önlerinde savunma savaşı için mevzi almış pozisyondadır.Genç padişahın tüm gayreti ve ataklığına rağmen askerin dikkat çekici gayretsizliği ve isteksizliği sayesinde Lehler bulundukları mevzilerden sökülüp atılamamıştır.Her ne kadar akıncı birlikleri Lehistan içlerine kadar girip büyük zararlar versede merkez ordusunun leh kuvvetlerinin savunma savaşı karşısında yaklaşık bir aydır duraklaması barış yapılmasını şart kılar.Eflak Voyvodası aracılığı ile yapılan anlaşma ile Hotin Osmanlılara geri verilir ve lehistan Kırım hakanlığına yıllık 40 bin akçe vergi ödemeye devam eder.
Hayalleri yıkılmış bir şekilde seferden dönen II.Osman bu durumdan Yeniçerileri sorumlu görmektedir.Bu yüzden tarihçilere göre Suriyede Türk ve Araplardan oluşan yeni bir ordu kurmak ve Osmanlı başkentini İstanbul'dan Kahire'ye taşımak gibi fikirlere kapılır.
Osmanlı hanedanı daha önce Anadolu beyliklerinden kız alıp evlenirken beyliklerin yok olması ve haremin sistem olarak oturup işlemesiyle beraber 16 yy dan itibaren cariyelerle evlilik sistematik bir örf halini almıştı.Bu geleneği ilk bozan II.Osman'dı.Saray dışından Şeyhülislam Esad Efendi ve Pertev paşanın kızlarıyla evlendi.Statükoya vurduğu bu darbe o dönemde hoş karşılanmadı.
Genç padişahın hatalarından biri de halka yakın olmak adına kendini sıradanlaştırmasıydı.Dönem halkın padişahın kişiliğine değil hanedana sadakat dönemiydi.Halktan soyutlanmış protokol kurallarıyla haşmetini gösteren bürokrasi devlet zaferler kazandıkça halk arasında görünmeyen hanedana bağlılığı perçinliyordu.Genç Osmanın halk arasında alenen gezmesi,uygunsuz vaziyette yeniçeri arayıp bulup cezalandırması tepki gördü.Herşeyin üstündeki makamken meyhane meyhane kolluk kuvveti gibi gezip yeniçeri arayıp cezalandıran bir hükümdarın sıradanlaşması normal bir sonuçtu.
Bir diğer hatası da Osmanlı bürokrasisinde Hükümdarlığın en önemli özelliklerinden biri olan Cömertliğe itibar etmemesi idi.Asker bahşiş ve ikramiyelerinin çok düşük oluşu kendisine karşı duruşu körükledi.
Tepkilere çok da aldırış etmeyen Genç Osman hacca gitmek üzre Üsküdarda Otağ kurunca sipahi ve yeniçeriler ayaklanarak ağa kapısında toplanır.Donanma askerleri ,halk ve bir kısım ulemanın da katılımıyla sayıları artan asiler padişahın hocasının,veziriazamın ve kızlarağasının kellesini ister.
Hacca gitmekten vazgeçen padişah durumun henüz ciddiyetinin farkında değildir istenen kişileri vermeyi derhal reddeder.Bunun üzerine asiler Topkapı sarayını yağmalar,bu arada isyancıların istekleri şekil değiştirmiştir; Mustafa'yı padişah olarak istemektedirler.Kentteki konaklar yağmalanır hapishaneler boşalır.Olaylar vahim bir hal alınca padişah kızlarağasını ve veziriazamı isyancılara teslim eder.Onların idamı dahi isyancıları yatıştırmaz I.Mustafa'yı padişah olarak tanıdıklarını ilan ederler.
Genç Osman çaresiz ve tek başınadır.Bursa'ya geçmek niyetindedir.Ancak içerden ihanetle saray kapıları açıldığı gibi binilebilecek bir tekne de ortada yoktur.Padişah Ağakapısına Yeniçeri kışlasına sığınmak zorunda kalır.
Yeniçeri Ağası Ali Ağa Genç Osman'ın yeni vaadlerini askere iletir.Kabul etmiş gibi gözüken asker ertesi sabah Ali Ağanında kellesini alır.Bu sırada I.Mustafa'nın annesi de kontrolu ele almaya başlamış Sadrazam ve Yeniçeri ağası tayin etmiştir.
II.Osmanın saklandığı yeri bulan askerler onu üstünde bir elbise başı açık ve elleri bağlı bir halde Orta Camiine getirirler.Yeni sadrazam Davud paşa hemen katlini emretsede Yeniçeri ileri gelenleri razı gelmez.Kapatıldığı yerden askerlere seslense de ikna edemez ,I.Mustafa saraya culus törenine götürülür adına hutbe okutulur.II.Osman bulunduğu yerden alınarak açık bir arabayla türlü aşağılamalar altında Yedikule zindanlarına getirilir.Asker dağıldıktan sonra Sadrazam Davud Paşa'nın yanındakiler harekete geçip idamı bitirirler.Tarih 16 Mayıs 1622 dir.
Padişahın katli çoğu kesimde tepki ile karşılanırken yeniçerilerin üzerine ''padişah katili'' etiketi yapıştı.Erzurum Beylerbeyi Abaza Paşa padişahın kanını dava ederek ayaklanır.Erzurum daki yeniçeriler katledilir.Abaza Paşa ya Maraş ve Trablusşam Beylerbeyleride katılır.Sayıları 30 bini bulan isyancı kuvvetler ellerine geçen yeniçeri,cebeci,topçu gibi ocak mensuplarını öldürürler.İsyan I.Mustafa döneminde bastırılamaz, IV.Murad döneminde Abaza paşanın af dilemesiyle sona erer.
Kimi tarihçilere göre II.Osman Osmanlıda ki kurumsal yapının kötü gidişine dur demek adına reformlar planlarken kurumsal statükonun sağladığı yararlardan vazgeçmek istemeyen çevreler tarafından bahaneler yaratılarak katledilmiştir.
Ancak bu kanı dönemin tarihçilerine tarihsel kayıtlarına göre değil 19.yy düşünce yapısını temsil eden yorumlara göre oluşmuştur.II.Osmana atfedilen pek çok reformist yaklaşımın bilgi belgesi mevcut olmayıp tasavvura dayalıdır.
Yeni bir ordu ile ilgili düşünceleri ve başkenti Kahireye taşımak istemesi dönemin kaynaklarında mevcut olup geri kalanları tarihsel kaynaktan ziyade yorum niteliğindedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder