5 Mart 2012 Pazartesi

Sokollu Mehmed Paşa Hakkında

Onaltıncı Yüzyılın kudretli sadrazamı ; Bazı tarihçiler onun büyük bir devlet adamı olduğuna vurgu yaparken kimileri hain olduğunu idda eder. Sokollu Mehmed Paşa Bosna'nın Vişegrad kazasının Rudo beldesinin Sokoloviç (Şahinoğlu) köyünde Sokoloviç soyadını taşıyan ailenin oğlu olarak Bayo (Bayiça) adıyla 16.yy başında dünyaya geldi.Çocukluğunda çobanlık yapan Bayo Mileşeva manastırında rahip olan dayısının yanına gelir.Bosnanın köklü bir ailesinden gelmektedir.Devşirme toplamakla görevli Osmanlı memurları için köklü ailelerden gelmek tercih sebebidir o zamanlar.15-16 yaşında olan Bayo hemen memurların dikkatini çeker.Ailesi Bayo'yu kaydettirmek istemez ancak devşirme toplamakla görevli yayabaşı Yeşil Mehmed Bey çocuğun geleceğinin çok parlak olduğunu söyleyerek aileyi ikna eder.
Kendisi gibi Bosna'nın köklü ailelerine mensub diğer kırk gençle beraber İstanbul'a padişahın huzuruna getirildi.Padişah Kanuni Sultan Süleyman'ın huzurunda da dikkat çekmeyi başardı ve Sultan Süleyman Bayo 'nun Edirne sarayında eğitimine başlamasını emretti.Küçük Bayiça artık Mehmed'di.
Edirne sarayındaki eğitiminden sonra ''Küçük Oda '' hizmetiyle Enderun'a devam etti.Hizmetleri padişahın takdirini kazandı.Küçük Oda'dan Hazineye ve Has Odaya geçti.Sırasıyla Rikabdar,Çuhadar,Silahtar,Çaşnigirbaşı ve Kapıcılar Kethüdası oldu.
1546 yılında Barbaros Hayreddin Paşanın ölümü üzerine Kaptan-ı Deryalığa atandı.Dört sene sonra 1550 de Rumeli Beylerbeyi 1554 de vezir olur.Kanuninin oğulları Selim ile Beyazid'in iktidar mücadelesinde Selim'e destek verir.1561 de Şehzade Selim'in kızı İsmihan Sultan ile yaptığı evlilik önünü iyice açar.1564 de Veziriazam olarak atanır.Bosna'lı Bayo Sokoloviç Osmanlı bürokrasisinin basamaklarını birer birer tırmanarak Mehmed Paşa olarak Osmanlının en güçlü adamıdır artık.
Kanunin son seferinde Zigetvar önlerinde yanında Sokollu vardır.Padişahın rahatsız olması sebebiyle seferin tüm gidişatıyla Sokollu ilgilenir.Zigetvarın fethinden bir gün önce Sultan Süleyman vefat eder.Düşmek üzere olan kalenin fethi öncesi Sokollu padişahın ölümünü ustaca gizler.Fetihten sonra Kanuninin ağzından fetihnameleri yazdırır ve yayar.Şehzade Selim'e bir mektup yazar Kütahya'dan ayrılarak yanına gelmesini ,dedikoduları önlemek içinde padişahın kışı Budin'de geçireceği Şehzade Selim'i de yanına çağırdığını söyler.Padişah hayattaymış gibi divanı toplayan Sokollu padişahın ağzından fermanlar yayınlar ve Selim gelene kadar tam üç hafta bu durumu ustaca idare eder.
Sokollu döneminin en talihsiz olayı, İnebahtı deniz savaşında Osmanlı donanmasının birleşik haçlı donanması tarafından yok edilmesi olmuştur.Açık denizde düşmanı karşılamak yerine kıyı hattı ve kara ordusuna dayanarak savaş hattına giren Türk donanması sayıca üstün haçlı donanması tarafından günün ilk ışıklarıyla başlayıp geceye kadar süren kanlı bir savaştan sonra imha edilir.Kayıplar büyüktür 20000 den fazla levent ve piyade ölmüs 140 parçadan fazla gemi yanmış yada batırılmıştır.Serdar-ı Ekrem Pertev Paşa'nın emirlerinin aksine komuta ettiği 42 parça gemiyle düşmanı daha açıkta karşılayan Uluç Ali Reis karşılaştığı Malta grubu gemilerine karşı muzaffer olur.Serdar-ı Ekrem bu savaşta iki oğlu ile beraber şehit düşer ,düşman Serdar-ı Ekremin kesik başını grandi direğine çeker.Buna karşılık Uluç Ali Reiste esir ettiği Malta Şövalyelerinin reisinin kesik başını kendi gönderine çeker.Uluç Ali Reis kendi gemileri ve esir ettiği malta gemileriyle beraber usta manevralarla harp sahasından sıyrılarak yaklaşık 80 parça gemiyle İstanbul'a yelken açar.İstanbul'a geldiğinde artık ismi Kılıç Ali Paşadır ve Kaptan-ı Derya'dırartık Sokollu tarafından dağılmış donanmayı ayağa kaldırmakla görevlendirilitr.Avrupa tarifsiz bir zafer sarhoşluğu içindedir,yenilmez diye efsanelere konu olan Türklerin yenilebileceğinin ispatıdır artık İnebahtı.Onlara göre artık Osmanlı donanması Akdenizde asla boy gösteremiyecek şekilde yok edilmiştir.Donanmasız kalan Osmanlı için azami süratle kıyıları koruyabilecek bir donanmaya kavuşmak yegane öncelikti.Karadenizden Alanyaya kadar tüm tersaneler müthiş bir faaliyete girişir.Ancak işin zorluğu ortadadır.Donanmayı kurmakla görevli Kılıç Ali Paşa tereddütlerini Sokolluya ''Gemilerin teknesinin yapılması mümkündür.Lakin gemi lengerlerini,yelkenlerini,sair levazımatın tekmilinin gerçekleşmesi zordur.'' diye açıklar.Veziriazam Sokollu tarihe geçecek sözlerle cevap verir ; ''Paşa , Osmanlının kudret ve kuvveti ol mertebededir ki donanma lengerlerini gümüşten,resenleri (ipleri) ibrişimden,yelkenleri atlastan temin etmek ferman olunsa müyesserdir.''
Bu arada mağrur Avrupada Venedik elçisini Osmanlının niyetini anlamak ve karlı bir barış anlaşması yapmak adına İstanbula gönderir.Elçi Barbora Veziriazamın gene tarihe geçen şu cevabını duyar ; ''Sizden bir krallık almakla (Kıbrıs'ı kastediyor) bir kolunuzu kesmiş olduk.Siz İnebahtı'da sakalımızı kestiniz.Kesilmiş bir kol yerine gelmez ama traş edilen bir sakal daha gür çıkar.''
Ne büyük gayrettir ki altı ay sonra Osmanlı 200 parça gemiyle Avrupa limanlarını vurmaya başlar.Donanmanın başarıları üzerine müttefikler 1573 yılında Kıbrıs'ın fethini kabullenerek 300 bin florin savaş tazminatı ödeyerek barış anlaşması imzalarlar.
Sokollunun tarihte oynadığı bir rolde Lehistan siyaseti üzerinedir.Osmanlı siyasetinde Lehistan toprakları Avusturya ve Rusyaya karşı tampondur.Lehistan kralı II.Sigismund 1572 de varissiz ölünce Polonyada iç çekişme başlar ve Rusların sınıra asker yığması üzerine Osmanlıda harekete geçer.Osmanlı aleyhtarı birisinin Lehistan tahtına geçmesi Osmanlının Eflak,Erdel ve Boğdan üzerindeki egemenliğini tehdit edecekti.Sokollu önce Fransanında desteklediği Henry de Valois'i destekledi.Sokollunun Leh beyleri ve psikoposlara etkisi ile kral olan Henry de Valois Fransaya kral olunca başssız kalan Lehistana tekrar Osmanlı taraftarı birisini seçtirmek için Veziriazam tekrar harekete geçti.Rusya ve Avusturyanın aleyhte faaliyetlerine rağmen Erdel Voyvodası Bathory'i kral seçtirdi.Osmanlı imparatorluğu artık Polonyanın hamisiydi.
Bazı tarihçiler Peçuylu İbrahim Efendi ve Katip Çelebinin eserlerini baz alarak Sokollu Mehmet paşayı Türk dünaysının kaderini değiştirecek Don ve Volga nehirleri arasındaki kanal projesini sobete etmekle suçlarlar.Onlara göre veziriazam bu çok hayati projenin başına hiç te bu işin adamı olmayan Kasım paşayı özellikle getirerek projeyi engellemiştir.Aksini iddia eden kaynaklara göre ise kanal projesi bizzat Sokollunun kendisine aittir.Aslına bakılırsa kanal çalışması Osmanlı askerlerinin hiçte alışık olmadığı soğuk ve düşman bir coğrafyada yapılmıştır.şartların zorluğu kavrayabilmek adına kanal projesi Ruslarında gündeminde olduğu üzre ancak 1952 yılında Sovyetler tarafından gerçekleştirilebilmiştir.Rakipleri ve özelliklede Lala Mustafa Paşa'nın sıklet merkezini Akdeniz üzerine kaydırması ve Kıbrıs seferide kanal projesinin rafa kalkmasında etken olmuştur.
Sokullu Mehmet paşanın tarihçiler arasında tartışma yaratan bir icraatıda Sırp Kilisesini yeniden canlandırmasıdır.1219 yılında İstanbul Rum Ortodoks Patrikhanesinden ayrılarak bağımsız olan Sırp Patrikhanesini Sırbistan'ın fethini 1459 da tamamlayan Fatih Sultan Mehmed kapatır ve cemaatini Ohri'de ki Bulgar Kilisesine bağlar.1557 ye kadar devam eden bu durum Sokollunun Sırp Kilisesini İpek'te tekrar açtırıp başına da kardeşi Makarije'yi patrik atamasıyla sona erer.
II.Selim (Sarı Selim) zamanında hakkında düşmanlıklar olsada padişahın itibar etmemesi ile mevkini korur.III.Murad zamanında da imtiyazını koruması aleyhinde faaliyetleri arttırır.Lala Mustafa paşa başta olmak üzere Şemsi Ahmet Paşa ,Şeyh Şüca,Padişahın hocası Sadettin Efendi ve defterdar Üveys'in Pdişaha telkinleri sonucu Sokollunun otoritesi yavaş yavaş azalır.İlk bürokratik by-pass denilebilecek uygulamalar başlatılır.Veziriazam devre dışı bırakılarak işler padişahın yazılı emirleri ile (hatt-ı hümayun) yürütülür.Sokolluya yakın kişiler ya sürülür yada sudan bahanelerle idam edilir.Buna rağmen Veziriazam istifa etmez III.Murad'da yaşlı veziriazamın kanına girmek istemez.
Ölümünün ardından pek iddalar vardır.12 Ekim 1579 günü Veziriazam konağındaki ikindi divanına arzuhal verecekmiş gibi gelen bir dervişin hançerlemesi sonucu ağır yaralanır ve kısa bir süre sonra vefat eder.Öldüren kişinin tımarının azaltılmasından şikayet eden bir Boşnak olduğundan,öldürenin İstanbulda idam edilen şeyhi Hamza Bali'nin intikimanı almak isteyen bir Hamzavi tarikatı mensubu olduğuna kadar iddalar mevcut olup suikastın ardında yaşlı Sokolludan kurtulmak isteyen III.Murad vardır diyen tarihçilerde vardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder